Hey Sen Anlatacaklarımı İyi Oku...

, , No Comments








Bilinmeze doğru bir yolculuk halindeyiz. Kimse nereye gittiğimizi bilmiyor, sormuyor ve bunu düşünmüyor. Sahi bugün neler yaptın? Pek çok şey yaptın bu bir gerçek. Lakin gerçeğin aksine altında yatan gizli gerçeği görmek korkutucu mu geliyor? Ben sana gerçeğin altında ki esas gerçeği söyleyeyim; her şey yapmana rağmen aslında bugün hiç bir şey yapmadın. Bütün günün sadece koca kurallara dizinine bağlı bir boşlukta hava alma çabasıydı. Evet sen, bugün pek çok şey yapmana rağmen hiç bir şey yapmadın.

Bugün yolda iken dışarısının nasıl koktuğunu hatırlıyor musun? Ya da saat kaç civarlarında güneş, kaç civarında bulut ve yağmurun olduğunu hatırlıyor musun? Hatırlasan bile yarım yamalak. İşte hayatına öyle yarım yamalak bakıyorsun. Görmüyorsun hayatın ile ilgini gerçekleri. Zamanın tükenmeyeceğini düşünüyor ve kafan rahat takılıyorsun ama sabaha çıkmaya senedinin olmadığı bu lağım çukurunda nasıl oluyor da bir gün gideceğini unutuyorsun?

Boş vermişlik kötü bir histir. Uzay boşluğunda yörüngeyi bulmak, ya da denizin altında bir oksijen kaynağı aramak gibidir. Aslında kafanı yukarı kaldırdığında nefes alabilecekken neden kafanı aşağı eğip de denizin dibinde ki bok yollarında sürünerek nefes aramaya çalışıyorsun? Burada sakın yanlış anlama, denize her zaman sonsuz saygım oldu. Oranın ayrı bir yaşam olduğunu her zaman yüreğimde büyük bir gıpta ve saygıyla hatırımda tuttum. Ama için kocaman bir boka batmış deniz iken, sen nasıl olur da tek saniyelik bir hareketi kendine çok görüp de nefesini mahvedersin bu koca hayatta? Kalk ve artık bir şeylerin kokusunu almaya başla bir an önce! Gözlerini aç ve gökyüzünü gör. En güzel halini de gör en boktan ve en depresif halini de gör. Ama görmekten, nefes almaktan ve denemekten vazgeçme. Seni sen yapan şeylerin her zaman farkında olarak yaşa ve öyle devam et yoluna.

0 yorum:

Yorum Gönder